İklim krizini durdurma ve hafifletme mümkün! – GÜNDEM
İklim krizini durdurmak ve hafifletmek mümkün!Uzmanlar, iklim tahribatının dünya çapında sıcaklıkların artması, doğal afetlerin artması ve ekosistemlerin bozulması gibi faktörlerle karakterize edilen çevresel bir kriz olduğunu ve ekosistemlerin bozulması olduğunu söylüyor. İklim tahribatının sosyal ve ekonomik sorunlara da yol açtığını belirten Çevre Etiği Forumu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özdemir, şunları söyledi: “Dünyada artan mülteci sayısına da bu açıdan bakmak gerekiyor. “Temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlar doğal olarak daha iyi bir yaşam için ülkelerini terk ediyor.”Profesör. Dr. İbrahim Özdemir: “Birlikte çalışarak gelecek nesillere daha yaşanabilir bir gezegen bırakabiliriz.”Üsküdar Üniversitesi Çevre Etiği Forumu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özdemir, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “iklim tahribatı başladı” açıklamasına atıfta bulunarak iklim krizini değerlendirdi. Guterres, tüm dünyada sıcak bir yaz yaşandığını ve tahminlerin üzerindeki sıcaklıkların büyük yangınlara yol açabileceğini ifade ederken, bunun kuraklığa neden olduğunu hatırlatan Prof. Dr. İbrahim Özdemir, iklim değişikliği nedeniyle bu yıl şiddetli su baskınlarının yaşandığını, sadece Libya’daki selin maddi ve manevi kayıplara yol açtığını söyledi.İklim tahribatı çevresel bir krizdirProfesör. Dr. Özdemir şunları kaydetti: “İklim tahribatı, öncelikle dünya çapında sıcaklıkların artması, doğal afetlerin artması, ekosistemlerin bozulması gibi faktörlerle karakterize edilen bir çevre krizidir. Bu olgu, insan etkisinin önemli bir bölümünü temsil etmekte ve atmosferdeki sera gazlarının artması, fosil yakıtların aşırı kullanımı, ormansızlaşma ve endüstriyel faaliyetler gibi insan faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır. İklim tahribatının ana nedenlerinden biri, sera gazlarının atmosferde birikmesi ve gezegenimizin ısınmasına yol açmasıdır. Fosil yakıtların yakılması, sanayi tesislerinin sera gazı salımı ve ormanların kesilmesi bu gazların artmasına katkıda bulunuyor. Bu da sera etkisinin daha da güçlenmesine neden olarak deniz seviyelerinin yükselmesi, sıcaklıkların artması, aşırı hava olayları ve kuraklık gibi iklim değişikliklerine neden oluyor.”Bütün güzelliklerin kaynağı olan ekosistemlerin bozulması bile iklimin bozulmasıdır. İklim tahribatının bir diğer boyutunun da dünyadaki tüm güzelliklerin kaynağı olan ekosistemlerin bozulması olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özdemir ayrıca, artan sıcaklıkların doğal yaşam alanlarını tahrip ederek birçok türün yok olmasına yol açtığını, denizlerin asitlenmesinin mercan kayalıklarına zarar vererek deniz canlılarının yaşamını zorlaştırdığını, ormanların yok edilmesinin ise karbon emme kapasitesini azalttığını, bunun da karbon emilimini azalttığını ifade etti. sera gazları. daha hızlı birikir. Buna neyin yol açtığını anlatan Prof. Dr. Özdemir, şunları kaydetti:Temel ihtiyaçlarını karşılayamayanlar ülkelerini terk ediyor“İklim tahribatı aynı zamanda sosyal ve ekonomik sorunlara da neden oluyor. Kuraklık tarım alanlarını etkileyip gıda üretimini azaltarak gıda fiyatlarının yükselmesine ve açlığın artmasına neden oluyor. Aşırı hava olayları milyonlarca insanın evini kaybetmesine ve ekonomik zarara neden oluyor. Yükselen deniz seviyeleri kıyı bölgelerini tehdit ediyor ve milyonlarca insanı yerinden edebilir. Dünyadaki artan mülteci sayısını da bu perspektiften görmek gerekir. “Temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlar doğal olarak daha iyi bir yaşam için ülkelerini terk ediyor.”İklim bozulmasının sonuçları nelerdir? Profesör. İklim tahribatı devam ederse gezegenimizin geleceğinin ciddi tehlike altında olacağını belirten Dr. Özdemir, şöyle konuştu: “Geleceğimizden bahsederken çocuklarımızın, torunlarımızın yaşayacağı bir dönemden bahsediyoruz. Yükselen deniz seviyeleri kıyı bölgelerini sular altında bırakabilir ve büyük şehirlerin sular altında kalmasına neden olabilir. Aşırı sıcaklıklar tarım arazilerini verimsiz hale getirebilir ve gıda krizlerine yol açabilir. Ekosistemlerin bozulması biyolojik çeşitliliği azaltır ve türlerin yok olmasına neden olur. “Sosyal çatışmaların artması göç dalgalarını tetikleyebilir ve milyonlarca insanın yerinden edilmesine yol açabilir.” dedi.Umutsuzluğa kapılmak yerine harekete geçmeliyiz…Umutsuzluğa kapılmak yerine iklim tahribatını önlemek ve hafifletmek için harekete geçmenin önemini vurgulayan Prof. Fosil yakıtlar sera gazı emisyonlarını azaltabilir ve enerji verimliliğinin artırılması ve sürdürülebilir ulaşım sistemlerinin teşvik edilmesi de önemlidir.Bu krizi durdurma ve hafifletme fırsatımız varİklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası işbirliğinin hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Özdemir, şunları söyledi: “Dolayısıyla iklim tahribatı gezegenimizin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biridir. Ancak bu krizi durdurma ve hafifletme şansımız var. Sera gazı emisyonlarının azaltılması, sürdürülebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılması, ormanların korunması, sürdürülebilir tarım uygulamalarının teşvik edilmesi ve uluslararası iş birliğinin sağlanması iklim değişikliğiyle mücadelede önemli adımlardır. “Birlikte çalışarak gelecek nesillere daha yaşanabilir bir gezegen bırakabiliriz.” Sınırlı bir dünyada sınırsız büyümenin mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Özdemir, bilimin dünyada her şeyin bir sınırı ve miktarı olduğunu söylediğini, dünyadaki tatlı su miktarının denizlerde ve okyanuslarda olduğunu vurguladı. Bilindiği gibi çevre sorunları sınırsız kalkınma modelleriyle çözülemez.İklim değişikliğinin doğal afetlere etkisiİklim değişikliğinin artan sıcaklıklar ve aşırı sıcak hava dalgaları, yükselen deniz seviyeleri ve su baskını, kuraklık, aşırı hava olayları ve orman yangınları gibi doğal afetler üzerindeki etkilerini sıralayan Prof. Sürdürülebilirliğin çok önemli olduğunu ifade eden Prof., iklim değişikliğinin doğal afetler üzerindeki etkisinin, bu afetlerin daha sık ve şiddetli hale gelmesine, toplumlar, ekosistemler ve ekonomiler için daha tehditkar hale gelmesine neden olduğunu anlattı. İklim değişikliğinin insan sağlığına çeşitli etkileri olan karmaşık bir sorun olduğunu söyleyen Dr. Özdemir, aşırı sıcaklıklar ve sebep olduğu hastalıklar, hava kirliliği, su kaynaklarındaki değişiklikler gibi konulara dikkat çekti. Dr. Özdemir, iklim değişikliğinin kuraklığa ve içme suyu kaynaklarının azalmasına yol açabileceğini, temiz suya erişim zorluğunun su kaynaklı hastalık riskini artırabileceğini, artan sıcaklıkların gıda üretimini olumsuz etkileyerek gıda fiyatlarının artmasına ve gıda güvenliği sorunlarına yol açabileceğini kaydetti. Dr. Özdemir, şunları söyledi: “Günümüzün gelişmiş ülkeleri bu sorunlara karşı ciddi önlemler alıyor ve iklim değişikliğinin yıkıcı sonuçlarının etkisini azaltmaya çalışıyor. Gelişmiş ve az gelişmiş ülkelerde doğal afetlerin neden olduğu maddi ve manevi kayıplara bakıldığında bu fark daha iyi görülür. İklim tahribatının en büyük kurbanları çocuklarımız ve torunlarımız olacak. Bizi nezaketle mi yoksa lanetle mi hatırlayacakları bugün ne yapacağımıza bağlı gibi görünüyor. İklim çöküşünü önlemek için harekete geçmeliyiz. “Karar alma yetkisindekilerle olumlu iletişim kurmalı, demokratik haklarımızı ve gücümüzü kullanmalıyız.” Sözlerini şöyle tamamladı:
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–