Borrell: Netanyahu, Gallant ve Deif için ICC’nin tutuklama emri siyasi değil, saygı duyulması gerekiyor
Kararın “bağlayıcı” olduğunu vurgulayan Borrell, tüm AB üyeleri de dahil olmak üzere mahkemeye taraf olan tüm ülkelerin kararı uygulaması gerektiğini söyledi.
Avrupa Birliği (AB) Dış Politika Başkanı Josep Borrell, perşembe günü düzenlediği basın toplantısında, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski savunma bakanı Yoav Gallant ve terör örgütü lideri Muhammed Deif’e tabi olacağını söyledi. Hamas’ın askeri kanat grubu Kassam Tugayları. hakkında çıkarılan tutuklama emri Konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Başkent Amman’da Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Borrell, şunları söyledi: “Bu siyasi bir karar değil, bir mahkemenin, bir adalet divanının, uluslararası bir adalet divanının kararıdır. Mahkemenin kararına saygı duyulmalı ve uygulanmalıdır.”
Kararın “bağlayıcı” olduğunu vurgulayan Borrell, “Avrupa Birliği’nin (AB) tüm üyeleri de dahil olmak üzere” Divan’a dahil olan tüm ülkelerin kararı uygulaması gerektiğini söyledi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi perşembe günü Netanyahu, Gallant ve Deif hakkında, Gazze’deki savaş ve İsrail’in Filistin topraklarına saldırısını tetikleyen Ekim 2023 saldırıları nedeniyle “savaş suçları” ve “insanlığa karşı suçlar” suçlamasıyla tutuklama emri çıkardı.
Netanyahu ve diğer şüphelilerin uluslararası alanda arananlar listesine girmesine neden olan kararın, onları daha da izole etmesi ve 13 aydır süren çatışmayı sona erdirecek ateşkes müzakerelerini zorlaştırması bekleniyor.
Ancak İsrail ve onun ana müttefiki ABD’nin mahkeme üyesi olmaması ve Deif’in çatışmada öldürülmesi nedeniyle bu kararın pratikteki etkileri sınırlı olabilir.
İsrail, 13 Temmuz 2024’te Deif’in El Mawasi’ye düzenlenen hava saldırısında öldürüldüğünü açıklarken, Hamas o tarihten bu yana bu bilgiyi ne doğruladı ne de yalanladı.
Mahkeme yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Mahkeme, Bay Deif ile ilgili olarak, onun iddia edilen ölümü hakkında bilgi toplamaya devam edeceğini belirtti. 15 Kasım 2024’te mahkeme, hem İsrail hem de Filistin yetkililerinden alınan bilgilere dayanarak, Bay’ın öldürülüp öldürülmediği veya “Kurtuluş’a hayatta kalıp kalmadığını belirleyemediğini bildirdi. Bu nedenle Daire mevcut tutuklama emrini çıkardı.”
Netanyahu ve diğer İsrailli liderler, ICC Başsavcısı Karim Khan’ın tutuklama emrini utanç verici ve “Yahudi karşıtı” olarak nitelendirerek kınadı.
ABD Başkanı Joe Biden da savcıya sert çıkışarak İsrail’in kendisini Hamas’a karşı savunma hakkını desteklediğini söyledi.
Hamas, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu ve Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emirlerini memnuniyetle karşıladığını belirterek, bunun adalet yolunda önemli bir adım olduğunu vurguladı.
Açıklamada, mahkemenin “işgalin tüm suçlu liderlerini” sorumlu tutması çağrısında bulunuldu ve kararın “önemli bir tarihsel emsal ve uzun bir adaletsizlik tarihinin düzeltilmesini” temsil ettiği belirtildi.
İsrail ile Gazze Şeridi’ni yöneten Hamas arasında çatışmalar 7 Ekim’de yeniden alevlendi.
Hamas militanları İsrail sınırını geçerek baskın düzenledi, çoğu sivil olmak üzere yaklaşık 1.200 kişiyi öldürdü ve yaklaşık 250 kişiyi rehin aldı. Rehinelerin yaklaşık yarısı Kasım ayında, bir haftalık ateşkes sırasında İsrail’in elinde bulunan Filistinli mahkumlarla değiştirilerek serbest bırakıldı.
İsrail, BM Genel Kurulu’nun derhal ateşkes çağrısı yapmasına rağmen, 7 Ekim Hamas saldırısının ardından Gazze’de sivillere saldırmaya ve onları katletmeye devam etmesi nedeniyle uluslararası kınamayla karşı karşıya kaldı.
Gazze sağlık yetkililerine göre İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye yönelik saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 44 binden fazla Filistinli öldürüldü, yaklaşık 85 binden fazla Filistinli ise yaralandı.
Yıkılan Gazze’nin pek çok yerinde gıdaya, temiz suya ve ilaca ulaşmak hâlâ çok zor.
Güney Afrika’nın açtığı davada İsrail, Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırımla suçlanıyor.
Mahkeme, Başbakan Netanyahu yönetiminin, 6 Mayıs işgali öncesinde bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı güneydeki Refah kentindeki faaliyetlerini derhal durdurması gerektiğine hükmetti.
Hamas’ın iki üst düzey ismi Yahya Sinwar ve İsmail Haniye için daha önce tutuklama emri talep edilmişti ancak ikisi de farklı zamanlarda öldürülmüştü.