BM yetkilileri, Rusya ve Ukrayna’da nükleer güvenlik konusunda alarma geçti
Ukrayna ve Rusya'daki nükleer tesislerin yakınında meydana gelen kaza raporları Birleşmiş Milletler yetkililerini alarma geçirdi.
BM Siyasi İşler Dairesi Avrupa, Orta Asya ve Amerika Kıtası Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenca, Güvenlik Konseyi'ne (BM) yaptığı açıklamada, “Ukrayna ve Rusya'daki nükleer tesislerle ilgili rapor edilen olaylardan endişe duyuyoruz” dedi. Çarşamba günü toplantı.
Jenca'ya göre, bu ay bir tesisin çevresine yapılan insansız hava aracı (İHA) saldırısı, soğutma kulesinde ciddi hasara yol açan yangın ve tesis yakınında devam eden askeri faaliyetler ciddi endişelere yol açtı.
Jenca ayrıca, tesislerinde insansız hava aracı enkazının bulunduğu Rusya'nın Kursk nükleer santralinin güvenliği konusunda artan endişelere de değindi.
ABD'nin Birleşmiş Milletler'deki özel siyasi işlerden sorumlu yedek temsilcisi Robert A. Wood, Kremlin'i Zaporizhia nükleer santralinin güvenliğini tehlikeye atmakla eleştirdi. Rusya'ya, BM Genel Kurulunun 100'den fazla üyesinin taleplerini dikkate alması ve tesisin kontrolünü Ukraynalı yetkililere devretmesi çağrısında bulundu.
Wood, NATO müttefikleriyle yapılan son güvenlik anlaşmalarına ve Ukrayna Konvansiyonu aracılığıyla sağlanan uluslararası desteğe dikkat çekerek, ABD'nin Ukrayna'ya olan sağlam desteğini yineledi.
“Ukrayna Kursk macerasının bedelini ödeyecek”
Rusya temsilcisi Dmitry Polyanskiy şunları söyledi: “Rus güçleri, 2014'ten beri Ukrayna güçlerinin kalan son kalelerini de temizledi. Bu sadece başlangıç; Ukrayna, Kursk macerasının tüm bedelini ödemek zorunda kalacak.”
Ukrayna'nın BM Daimi Temsilcisi Sergiy Kyslytsya da Ukrayna'da devam eden yıkıma ilişkin konuştu.
Kyslytsya, Rusya'nın gerçekleştirdiği kapsamlı füze, drone ve bomba saldırılarını detaylandırarak, “Ukrayna iki yılı aşkın süredir insanlık tarihinin en büyük hava terörüne maruz kaldı” dedi.
Kyslytsya, Rusya'nın eylemlerini hem kendi sınırları içinde hem de uluslararası alanda insan yaşamına ve ahlakına saygısı olmayan bir “suç rejiminin” göstergesi olarak nitelendirdi.